Tanıtımsss (26)

Kendim İçin Ne Yapabilirim?

Ne güzel bir o kadar da ilginç bir soru değil mi sevgili okurum?

Kendim için ne yapabilirim? Böyle bir soru kaç kişinin aklına gelir dersiniz? Kendime böyle bir soru sormak daha önce hiç aklıma gelmemişti. Ta ki 30’lu yaşlara gelinceye kadar, nasıl sorulur ve cevabı ne olur ya da bir cevabı var mıdır, hiç aklıma gelmemişti. Oysa “Senin için ne yapabilirim?” sorusunu biliriz, sorarız da… hatta kim için sorduysak bu soruyu onun için elimizden geleni yaparız. Buraya kadar güzel çünkü birileri için yapabileceğin, gücünün yettiği, elinden gelen şeyleri yapmak insanı mutlu ediyor, iyi hissettiriyor. Karşındakini mutlu etmek onu mutlu görmek güzeldir.

Peki ya kendin?

Ne zor bir soru değil mi?

Ya senin isteklerin ya senin mutluluğun? Bunun cevabı var mı?

Böyle gelmiş böyle gidecek mi? Yoksa cesaretini toplayıp aynanın karşısına geçip o muhteşem soruyu soracak mısın?

Kendim için ne yapabilirim? Ben ne istiyorum? Beni ne mutlu eder? Nasıl mutlu olunur, biliyor muyum? Mutlu olursam ne olur gibi birçok sorularla ve cevaplarıyla kendinize yardımcı olabilirsiniz. Bunu tek başınıza yapamıyorsanız ya da sonuçlar daha etkili olsun istiyorsanız size yardımcı olabilecek gerçekten kendinizi yanında rahat ve güvende hissedeceğiniz profesyonel birinden destek alabilirsiniz. Kendi adıma istediğiniz konuda size yardımcı olmaktan mutlu olurum.

Bu soruları sorunca ne olacak? diye merak ve endişe edebilirsiniz. Bu çok normal bir durumdur merak etmeyin, endişelenmeyin. Bununla birlikte şunu söyleyebilirim ki; sonuçları gördükten sonra iyi ki bu soruyu kendime sormuşum, iyi ki kendimi tanımışım, iyi ki kendim için bir şeyler yapmışım diyorsunuz. Bir başkasını mutlu etmekten daha heyecanlı, daha ilginç ve daha mucizevi bir şey olduğunu göreceksiniz bunu iddia ediyorum.

Bu soruyla birlikte kendinizle ilgili çok şeyler görecek, tanık olacak, yaşayacaksınız, bazen geri adımlar atıp, acaba deyip, hatta bazen pes etmenin eşine gelip vazgeçmek isteyeceksiniz, hatta belki de vazgeçeceksiniz.

Hayat da böyle değil mi?

Bir insanın yaşantısında bunlar yaşanabilir çok normaldir. Kimi zaman bazı şeyler bizi korkutabilir, ürkütebilir, merak edebiliriz, nasıl yapılacağını bilmeyebiliriz. Güzel olan yanıysa denemiş olmaktır daha sonra keşke dememek için, biliyorsunuz keşke demekten vazgeçemiyoruz. Çoğumuz için “Ben kimim?” sorusuyla beraber o ilk adımı atmak, yola çıkmak doğru kişiyle doğru zamanda olduğunda güzel iken; bazıları içinse henüz doğru zaman gelmemiş ve henüz hazır olunmamış olabilir.

Hepimiz birine iyilik yapmayı, el uzatmayı, ihtiyacı olduğunda yanında olmayı, bildiğimiz kadarıyla sevmeyi ve önemsemeyi biliriz. Peki ya, bu kendimiz olunca gerçekten öyle miyiz?

Cevap aslında çok basit HAYIR değiliz.

Kendimizle ilgilenmeyi, kendimizi sevip önemsemeyi değil hep başkalarına yapılmasını öğrendiğimiz için ve başkalarından da kendimiz için beklediğimizdendir ki maalesef kendi kendimize iyilik yapmayız. Onun için de hep kendimizi ihmal ederiz. Sonra birike birike bir yerden sonra patlama noktasına geliyor ki, bu herkeste farklı yaşlarda, farklı sebeplerle ve farklı rahatsızlıklarla (depresyon, panik atak gibi ve daha başka birçok hastalık) ortaya çıkıyor. İnsan kendini kaybedebiliyor. Halbuki biraz kendimizi tanımaya fırsat versek, biraz kendimizle ilgilensek, sevsek, önemsesek iş belki de bu kadar zor olmayacak.

Hayatı şöyle düşünebilirsiniz. Bazen bir lavaboya su akarken suyun gitmediğini görürsünüz. Görünürde bir şey varsa alırsınız ve su gider, ya görünürde bir şey yoksa ama hala lavabo tıkalıysa, sorun daha derindeyse? İşte o zaman lavabo açacak başka bir çözüme ihtiyaç vardır. Lavabo açıcı gibi tıkanıklığı açacak, suyun rahat gitmesini sağlayacak, engeli kaldıracak, suyun gitmesine engel olan kalıntılardan kurtulmak için sorunu çözecek başka bir çözüme ihtiyaç duyarız. O da olmuyorsa iş artık bu işin ustasını çağırmaya kadar gelmiş demektir. Sorunu her zaman biz çözemeyebiliriz. Bu garip bir durum değildir. Gerektiğinde yardım istemek, “Bu nasıl yapılıyor, ben bunu nasıl yaparım?” demeyi bilmek, hatta gerektiğinde bilmiyorum demek inanılmaz rahatlıktır. Neden mi? Herkes her şeyi bilmek, yapmak zorunda değildir ve bence bunu söyleyebilmek gerçek bir özgürlüktür. İnsanın üstündeki yükü hafifletir.

Hayatınızı ötelemeyin, sahip çıkın.

Herkesin farklı farklı hikayeleri var. İnanın birinin derdi diğerinden büyük ya da küçük, daha önemli ya da daha önemsiz değildir. Bir sorun varsa mutlaka bir çözüm de vardır. Yeter ki siz çözmek isteyin. Buna karar verdiğinizde gerçekten sizi can kulağıyla, yargılamadan, bütün kalbiyle ve samimiyetiyle dinleyecek biriyle yol almanız, istenilen çözüme ulaşmanızı sağlayacaktır.

Kendi kendinizi keşfetmenin, ÖNCE CAN SONRA CANAN diyebilmemin ne kadar önemli ve gerekli olduğuna şahit olacaksınız. Kendinizle ilgili keşfetmek istediğiniz konularla ilgili bana ulaşmak isterseniz, sizinle tanışmak, nasıl ve neler yapılabileceğini, sizinle paylaşmaktan mutluluk ve heyecan duyarım. Hiçbir şey için geç değildir. O gün belki de bugündür…

Sevgilerimle…

Tags: No tags

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *